Kilometresi Düşürülmüş ve Gizli Ayıbı Bulunan Aracın Satışı Hk.
Dolandırıcılık suçu, bilişim ve teknoloji ile birlikte dolandırıcıların bu vasıtaları kullanmasıyla her geçen gün ilerlemektedir. Profesyonel dolandırıcılık sektörü adı altında kendilerine iş edinmiş kişiler sebebiyle savcılıklar da oldukça fazla dosyalar birikmiş durumdadır. Bu yazıda araba ve araç satışı suretiyle gizli ayıbı bulunan araçları, avına düşürdükleri kişileri yanıltarak satışının yapılmasına değindik.
Araçta Gizli Ayıp Nedir
Kısaca alıcıdan söz konusu edilen ayıbın farkına varmasını kendinden beklenilmesinin mümkün olmadığı durumlardır.
Gizli Ayıbı Bulunan Aracın Satışının Yapılması Durumda Cezai Sorumluluğu
Gizli ayıbı bulunan aracın satışının yapılması durumunda araç sahibinin farkında varması durumunda eski araç sahibine dava açabilecektir.
Gizli ayıbı bulunan araç sahibinin bu suçtan haberi olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Mağdur kişi asliye hukuk mahkemesinden hukuk davası yoluyla parasının iadesi veya aracın değiştirilmesini isteyebileceği gibi ayrıca ceza davası hakkı da bulunmaktadır.
Gizli ayıbı bulunan ve yanıltılarak satışı yapılmış olan aracın mağduru tarafından şikayet durumun aracın eski sahibi nitelikli dolandırıcılık suçu ile yargılaması yapılacaktır.
Türk Ceza Kanunu 158. Madde ;
Madde 158-(1) Dolandırıcılık suçunun;
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yılakadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
şeklinde düzenlenmiştir. Kanuna göre artık araç/otomobil satışı suretiyle gerçekleştirilen hileli satışlar nitelikli dolandırıcılık suçu ile karşılığını bulacaktır.
kilometresi düşük gösterilmiş otomobil, aracın motoru değişmiş ancak sıfır olarak satılan araç, hasarı bulunan ancak kayda yansımamış hasarların tümü alıcı tarafından bilindiğinin ispatı yapılamadığı takdirde satıcılar ceza davası ve hukuk davalarıyla karşı karşıya kalacaklardır. Yargıtay, bu gibi satışlar da ispat yükünü satıcıda olduğunu kabul etmiştir. Bu sebeple hasarlı aracın satışı sırasında varsa ayıpları noter satış sözleşmesinde bildirilmeli veya ayrı bir yazıyla imzalatılmalıdır.
Hileli Araç Satışı Yargıtay Kararları
YARGITAY 15. Ceza Dairesi
2018/541 E.
2018/8268 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-h, 168/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Grup Ticaret Limited Şirketinin yetkilisi olan sanığın, sahibinden.com isimli internet sitesine plakalı Volkswagen marka aracın 68.000 km’de olduğunu belirten satış ilanı verdiği, katılanın ilanı görerek sanığı aradığı ve aralarındaki anlaşma sonucu katılanın aracı satın aldığı ancak aracın yetkili servise götürülmesi ile, aracın kilometre saatinin değiştirildiğinin ve 200.617 kilometrede olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmünONANMASINA, 20/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
15. Ceza Dairesi 2018/8932 E. , 2019/323 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : BeraatNitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin verilen hüküm, o yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
… Tır Pazarı Motorlu Taşıtlar Nakliye ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli 08 K 0989 plaka sayılı 2006 model Mercedes Benz marka aracın 700.000 kilometre yol yaptığını belirten sanığın, 120.000 TL’ye katılana aracı sattığı, aracın satılması sırasında sanığın yönlendirdiği ve tanıdığı olan özel servis yetkilisi Serhat Soylu’nun katılanın aracın kontrollerini yaptırdığı, ancak bu kontrol sırasında adı geçen tanığın takoğraf kayıtları ile aracın km kaydının kontrolünü yapmadığı gibi aracın temiz olduğu ve kaçırılmaması gerektiğini katılana ifade ettiği, birkaç gün sonra katılanın oğlu …’in aracı teslim aldıktan sonra kullanmak için takoğraf cihazına ehliyetini taktığında cihazdan çıkan belgeden aracın 1.013.000 km olduğunu görmesi üzerine, İzmir ilinde bulunan araç yetkili servisine gösterdiği, orada da aracın 1.013.000 TL km de olduğunun belirlendiği, katılanın bu tespit ile de yetinmeyip resmi araç muayene istasyonunda kontrol yaptırdığı, 21.01.2014 günlü rapor içeriğine göre, aracın km sayacının bir önceki muayeneye göre düşürüldüğünün tespit edildiği ve aracın bir önceki muayenesinin 22.05.2013 tarihinde takoğraf ölçümünde 918.294 km olduğunun belirlendiği, katılanın sanığa yukarıda belirtilen tespitleri ilettiğinde, sanığın, aracı geri alamayacağını ifade ettiği, sanığın aracın kilometresini değiştirmek suretiyle kendisine haksız yarar sağladığı ve bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanık aşamalarda değişmeyen beyanlarında, söz konusu aracın servis kontrolünden geçtiğini ve aracın kilometresini düşürmediklerini belirttiği, katılanın da, yaptıkları incelemede, kilometrenin düşürüldüğünü tespit ettiklerini ifade ettiği dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, suça konu aracın trafik tescil kayıtlarının getirtilmesi, aracın, trafiğe ilk çıktığı andan itibaren fiilen veya resmi olarak kimlerin kullanımında olduğunun belirlenmesi, bu kişilerin tanık olarak dinlenerek davaya konu iddiaların sorulması, sanığın yeniden dinlenerek, aracın fiilen kim tarafından kullanıldığının belirlenmesi, araca ait TÜVTÜRK kayıtları ile takoğraf kayıtları ve takoğraf cihazlarının getirtilerek incelenmesi, aracın servis bakımına, sözleşmenin yapıldığı 28/12/2013 Pazar günü mü, aracın devrinin yapıldığı 02/01/2014 pazartesi günü mü yapıldığının araştırılması, söz konusu serviste yapılan işlemlere ait belgelerin dosyaya getirtilmesi, sanığa ait işyerinde bulunan ve araçla ilgili bilgisi olan çalışanların tanık sıfatıyla dinlenilmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra, dosyanın bilirkişiye tevdiinin sağlanarak, aracın kilometresinde değişiklik olup olmadığı, gerçekte kilometresinin ne kadar olduğu, takograf cihazında oynama veya değişiklik olup olmadığı, kilometre değişmiş ise hangi tarihte ve kim tarafından değiştirildiği, aracın kilometresine göre fiyatının değişip değişmeyeceği hususlarında ayrıntılı ve teknik rapor tanzim edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 04/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
23. Ceza Dairesi 2015/7775 E. , 2016/5589 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelendi, gereği düşünüldü;
Katılanın, … com. isimli internet sitesinden verilen ilanı görerek sanıklardan suça konu aracı satın aldığı, aracı internetten satış ilanı ile satan sanıkların aracın kilometresi ile oynayarak 117.220 KM olarak düşürmüş oldukları ve aracın daha az kullanılmış bir araç gibi gösterilerek, katılana normal satış bedelinin üzerinde satmak suretiyle 4.000-5.000 lira haksız menfaat temin ettikleri, sanıkların üzerlerine atılı suçu bu şekilde işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin temas ettiği TCK’nın 158/1-f,son maddesinde düzenlenen bilişim sisteminin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
23. Ceza Dairesi 2015/2320 E. , 2015/4256 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık …’un, temyiz kapsamında olmayan diğer sanık … ile birlikte bankadan 19.700 TL taşıt kredisi çekerek satın aldıkları … plaka sayılı aracı … adına trafiğe tescil ettirdikten sonra düzenledikleri sahte trafik tescil belgesiyle noterde şikayetciye 23.000 TL karşılığı sıfır km araçmış gibi satışını yaparak nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda;
1-Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1512 sayılı Noterik Kanun’unun 82. maddesi gereğince noterler tarafından düzenlenen düzenleme şeklindeki belgelerin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olması nedeniyle, sanığın noter araç satış sözleşmesi düzenlenmesini sağlamaktan ibaret eylemi nedeniyle hükmedilen cezadan TCK’nun 204/1-3 maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dolandırıcılık suçunun sahte trafik tescil belgesi kullanılarak satış yapılması suretiyle işlenmesi karşısında, eylemin basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağına dair tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 1150 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “1150 GÜN”, “918 GÜN” ve “18.360 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 GÜN”, “4 GÜN” ve “80 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.