Banka veya Kredi Kartının TCK 142/2-H Bina İçinde Hırsızlık ve Banka Kartlarının Kötüye Kullanılmasında Gerçek İçtima
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanımı ve nitelikli hırsızlık olan bina içinde gerçekleşmiş olan hırsızlık suçunun gerçek içtima hükümleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması yoluna gidilmektedir. Peki bu durum uygulamada hakkaniyetli bir yaklaşım olacak mıdır?
Aslında yüksek yargı içtihatları kararlarında bu suçların ayrı ayrı cezalandırılması yoluna gitmesinde bir sakınca bulmamakta ve bu yönde bir çok onama kararları bulunmaktadır. Ancak her olay kendi içinde ayrı ayrı ele alınmalıdır. Örnek olarak; fail hırsızlık girmiş olduğu evde çalmış olduğu cüzdan içindeki kredi kartını kullanmasıyla oluşacak suçun unsuru ile sadece kartın alınması ve kartın kötüye kullanılmasının aynı hususlar olmadığı düşüncesi taşımaktayız. Çünkü eve hırsızlık kastıyla giren kişi TCK 142/2-h kapsamındaki suç işleme iradesini göstererek cüzdan içindeki bütün değerli eşyaları almak istemiştir. Ama diğer olayda sadece masa üstünde bulunan kartın alınması ve devamında bu kartın kötüye kullanılması suretiyle suçun ikinci işlenen suçun devamı niteliği olduğunu düşünmekteyiz. Asıl olay kast unsurudur.
Örnek olarak; evde temizlik görevlisi olarak görevlinin sadece kredi kartını alarak alışveriş yapmış olması karşısında bu suçun banka kartının kötüye kullanılması suçunun başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Etkin Pişmanlık Hükmünün Uygulanması
Aslında karışık olan nokta tam da burası. uygulamaya göre 2 ayrı ceza verilmektedir. Etkin pişmanlık gösteren fail hakkında ne şekilde hareket edilecektir. Kredi kartı alınması suretiyle izinsiz karttan alışveriş yapması halinde banka kartlarının kötüye kullanılması suçunun tamamlandığı andan itibaren failin pişmanlık duyarak kartı yerine bırakması sonucu faile bina içinde yapılan hırsızlıktan etkin pişmanlık uygulayıp banka kartının kötüye kullanılması suçundan mı ceza vermek gerekecektir? Burada hırsızlığa konu olan eşya fiziki kart olsa da aslında çalınan içindeki paradır. Peki böyleyse neden banka kartlarının kötüye kullanılması suçundan da ceza verilmektedir? İşte bu soruların fail lehine değerlendirilmesi kanaati taşımaktayız. İşte bu yüzdendir ki yukarıda faile sadece tek yönlü ceza verilmesi gerektiği görüşünü açıklamıştık.
Mevcut uygulamaya göre konuyu açıklayıp cevap bulmaya çalışırsak da failin kartı kullanıp yerine bırakmasının sonucu olarak TCK 142/2-H maddesinden etkin pişmanlık uygulayıp banka kartlarının kötüye kullanılması suçundan ise etkin pişmanlık uygulanmadan ceza verilmesi gerekecektir.
Ancak failin kartı teslim ederek zararında karşılanması hali durumunda bu kez faile her 2 suçtan etkin pişmanlık uygulanması gerekecektir.
Sonuç olarak; Ölçülülük ilkesi ve kanunilik ilkesi gereği bu konuda bir düzenleme yapılarak mevcut durumdaki bu karışıklığa daha detaylı bir düzenleme getirilerek hak kayıplarının önüne geçilmesi gerekmektedir.
