İddianamenin İadesi ve Soruşturma’da Ek İfade
İddianamenin iadesi sistemi biz avukatlar tarafından daha aktif kullanılması gereken konulardan birisi olduğunu söylemem gerekiyor. Hatta Yargı reformu strateji belgesinde iddianamenin iadesi atıl durumda durmasın daha üstünde durulması için yeni o torbanın içine dahi konulmuştur.
Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplamadan dava açılamayacaktır.
Bir kasten öldürme davasında olay yerinde bulunan tanıkların ve diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde eylemin işlenmesinde kullanılan silahın elde edilememiş olması iddianamenin iadesine konu olabilir. Soruşturma aşamasında savcının tanık dinleme gibi bir zorunluluğu bulunmasa da bilgisi alınan kişilerin ve olayın gelişiminde mutlak yapılması gereken bir hususun atlanmasıyla oluşacak mağduriyet sonrasında müvekkilimiz tutuklanmışsa ve hakkında iddianeme düzenlendiyse işte bu durumda tevzi edilen mahkemesinden iddianamenin iadesini talep etmeliyiz. CMK 170 – 175 aralığında düzenlenen maddeler bir soruşturma makamına düşen görevleri düzenlemektedir. Ayrıca soruşturma makamı şüphelinin aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri toplama yükümlülüğünüde düzenlemiştir. Hem yazılı hemde sözlü olarak konuyu anlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu durumda iddianame bize tebliğ edilmeden nasıl öğreneceğiz sorusu akla gelebilir. Bu durumda da sürekli bir dosyayı takibe alıp akıbetini öğrenmemiz gerekmektedir. Savcılık makamıda iddianamesinin iadesine itiraz edebilme hakkının bulunduğunu belirtmek gerekiyor.
Soruşturma’da Ek ifade
Daha sonra bir kamera kaydı, bir tanık, bir kan izi vb. yeni bir delil yeni bir gelişme olduysa kolluk tarafından şüpheli tekrar çağrılabilir. Bu aşamada müvekkil pek avukatın kapısını çalmaz. Avukat olarak bizlerin kapısının çalınacağı zaman kovuşturma aşamasıdır. Çünkü iddianame düzenlendikten sonra genelde insanlar işi ciddiye alır ve avukat tutmanın gerektiğine inanılar maalesef. İşte bu aşama da dosyanın fotokopisini almaya gittiğimizde kolluğun 2 adet ifade aldığını görürürüz üstte bahsettiğim durumdan ötürü. Buna ek ifade denebilir. Eğer bir soruşturma dosyasında 2 adet ifade görüldüyse işte buraya dikkat etmemiz gerekiyor. Daha doğrusu dikkat edilmesi gereken konu burada bir hukuka aykırılık olabilir ve varsa bu hukuka aykırılığı yakalamamız gerekiyor yoksa müvekkilin başı ağrıyacak diye düşünmeliyiz. Ceza hukuku bilgisini kullanarak bu ek ifadenin dosyada gerekmediğini ve dosyadan çıkarılmasını sağlamalıyız. Eğer ki ek ifadenin altında kolluk amiri xxx yazıyorsa bitti.
CMK 148/5 madde çok açıktır. Derki “Bir şüphelinin aynı olayla ilgili olarak ikinci defa yani bir kez daha ifadesini savcı alabilir” şeklindedir.
Bu çok önemlidir. Bu hata bin kez yapılır. Ama çoğu meslektaşın buna itiraz etmediğini gördüm. Bu durumda yazacağımız bir itiraz dilekçesiyle ek ifadeye itirazımızı yaparız. Ceza yargılamasında dosyaya giren çıkmaz kuralı vardır. Bu ek ifade dosyadan çıkmaz ama bizim itirazımızla birlikte yok hükmünde olacaktır. Yoklukla maluldur, batıldır. Bu sebeple de asla hükme esas alınamaz.
Eğer kolluk tarafından meslektaşlara son KHK’larla birlikte artık kolluğun ek ifade alma hakkı getirildi şeklindeki bir beyanı olursa bu yanlıştır. Çünkü darbeden sonra KHK ile birlikte sadece “devletin bölünmez bütünlüğü ile alakalı suçlar” da kolluğa ek ifade alma yetkisi verildi. Bu doğru. Ama dikkat genelde bizim alacağımız dosyaların çoğu adi suçlar olacaktır. Yani uyuşturucu ticareti, hırsızlık, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, yağma suçu gibi vs. vs. Yani siyasi dosyalarda yapılan kolluğa ek ifade yetkisi verildi. ( Terörle Mücadele Kanunu Geçici Madde 19 ve 7148 sayılı ekleme yapıldı )