
Yasa koyucu buna imkan vermektedir.
Sözleşmeye göre
Madde 237- Artık değere katılmada mal rejimi sözleşmesiyle başka bir esas kabul edilebilir.Bu tür anlaşmalar, eşlerin ortak olmayan çocuklarının ve onların altsoylarının saklı paylarını zedeleyemez.
Katılma alacağının oranın bir başka şekilde düzenlenebileceğini belirtmiştir. Yasa 1/2 demekte ama taraflar kendi arasında yapacağı sözleşmeyle bunu değiştirebilirler. Hatta yasa koyucu 237. madde 238. maddeye bir o kadar önem vermiştir.
Madde 238- Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, kanundaki artık değere katılmaya ilişkin düzenlemeden farklı anlaşmalar, ancak mal rejimi sözleşmesinde bunun açıkça öngörülmüş olması hâlinde geçerlidir.
238. maddede özel saydığı hallerin varlığını aramıştır. Örnek olarak, “evlilik sona erdiğinde mal rejiminden doğan katılma alacağımı 1/2 oranında azaltılmasını karşılıklı olarak kabul ediyoruz. “şeklinde iradi beyanların 238.maddeye göre geçerliliği bulunmamaktadır. Çünkü 238. madde diyorki hangi halle sona ermesi halinde sona ererse bu da sözleşmede belirtilmesi gerektiğini vurgulamıtır. yani eğer ölümle sona ererse bu şekilde, boşanma ile sona ererse şu şekilde yani nitelendirerek sözleşmenin yapılmasını kabul ediyor. Aksi halde taraflar arasında sözleşme geçersizdir. Bu sözleşme ancak mal rejimi sözleşmesiyle yapılır. Yani noter önünde resmi şekilde yapılarak katılma alacağının oranın azaltılması mümkündür. Miktar olarak düzenlenebileceği kabul ediliyor. Mesela denilebilir ki ölüm halinde yada boşanma halinde katılma alacağımın 100 bin lira ile sınırlanmasını kabul ediyorum. şeklinde bu mümkündür. Asgari veya azami miktarlar konulabilir bu miktara ulaşırsa eğer talep hakkı doğar.
Sözleşmeyle Katılma Alacağı Kaldırılabilir mi?
Yani eşlerden birisi eşlerden birisi ben hiçbir şekilde katılma alacağı almayacağım diyebilir mi sorusu. Bu konu doktrinde tartışmalı bir konu 3 tane görüş var. 1.görüş bu adeta mal ayrılığının kabul edilmesidir. Ama yinede mal ayrılığı değildir çünkü değer artış payı gibi müesseseler uygulanmaya devam eder. 2.görüş sıfıra indirgenmesi kabul edilemez çünkü bu durum edinilmiş mallara rejimin içini boşaltmak anlamına gelir demekte 3.görüş ise nasıl ki mal rejimi sözleşmesiyle başka rejime geçmek mümkün ise bununlada sıfıra indirerek yeni sisteme geçilir demektedir.
Yapılması gereken mal rejimi devam bu sözleşmeyi yapmaktır. Mal rejiminin sona ermesinden sonra yapılacak sözleşmeler tasfiyeye ilişkin sözleşmelerdir. Onlar farklıdır.
Ancak boşanma bittikten sonra yada mal rejimi sona erdikten sonra katılma alacağı üzerinde tasarruf yani tasfiyeye girildikten sonra ancak ibra sözleşmesi yaparak mümkündür. Tek taraflı yapılan feragatler geçerli değildir. Bir ibra sözleşmesinin varlığı kabul ediliyorsa katılma alacağı indirme, çıkarma, vazgeçme konuları hep bu ibra sözleşmesinin varlığı noktasından değerlendirme yapılmalıdır.
İlgili Makaleler :
- Boşanma Davası Ön İnceleme Tutanağı
- Boşanma’da Nafaka Nasıl Hesaplanır
- Boşanma Davası Velayet Davaları
- İştirak Nafakası Nedir
- Anlaşmalı Boşanma
- Boşanma avukatı
- Eşlerden Birinin Boşanma Davası Açması
- Katılma Alacağı Zamanaşımı Süresi
- Katılma Alacağında Tasarruf Yetkisi
- Eşler Arasında Mal satışı
- Eşler Arasında Bağışlama Sözleşmesi
- Boşanma Davasında Tanık
- Boşanma Davasında Yeni Vakıa Süresi
- Mal Ayrılığı Rejimi Davası