Yurtdışındaki Boşanmanın Türkiye’de Tanınması – Tanıma ve Tenfiz Davaları
Yabancı ülke mahkemelerinde kişilerin açmış olduğu davaların kesinleşmesinin akabinde Türkiye’de bu kararların tanınması ve geçerli olması için bir takım işlemler yapılması gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de geçerli olması için tanıma tenfiz davalarının açılması gerekmektedir. Tanıma ve tenfiz davalarında en çok karşılaşılan talepler ise boşanma davalarıdır. Yurtdışında bulunan vatandaşlarımızın genel olarak sorduğu;” almanyada boşanan türkiye’de nasıl boşanır, yurtdışında boşanmanın türkiye’de tanınması, yurtdışında boşandım ama türkiyede evli görünüyorum, yurtdışında yaşayanların türkiyede boşanması, boşanmanın tanıma ve tenfizi , yurtdışında boşanma türkiyedeki mallar ” şeklindeki sorularına yanıt bulmaya çalışmaktadır. Yurtdışındaki mahkeme kararların Türkiye’de tanınması ve tenfizi talepleri en çok Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, Arap,Rusya, Romanya ülkelerinde bulunan vatandaşlarımız tarafından talep edildiğini gözlemledik.
Yurtdışında boşanma davasının kesinleşmesinden sonra yurtdışındaki nüfus müdürlüğünde boşanma gerçekleşmiş olsa da gerekli işlemler Türkiye’de yerine getirilmediği takdirde ülkemizdeki nüfus müdürlüğünde hala kişiler evli olarak görünüyor olacaklardır. Kişiler, Türkiye’de boşanmadığı için de Türkiye’deki mallarda ( gayrimenkul, menkul ) birbirlerine mirasçı olarak görünmeye devam edeceklerdir. Bu durumdan imtina edip daha sonra Türkiye’deki boşanma veya konusu neyse tanıma ve tenfiz davasını aksatan kişilerin bu davaları kendilerinin takip etmesi gerektiğini düşünerek ertelemektedir. Halbuki tanıma ve tenfiz davası için tarafların bizzat mahkemeye katılma zorunlulukları bulunmamaktadır. Bunun için tarafların tenfiz avukatı veya tanıma tenfiz avukatına gerekli vekaletname ve evrakları iletmesi durumunda gerekli işlemlerin yerine getirilmesi sağlanacaktır.
Yazı İçeriği
- Tanıma ve Tenfiz Ne demektir ?
- Tanıma ve Tenfiz Şartları Koşulları
- Tanıma ve Tenfiz Davaları İle Korunmak İstenen Hukuki Değer
- Mirasçılar Tanıma ve Tenfiz Davası Açabilir mi?
- Tanıma ve Tenfiz Davasında Görevli Mahkeme
- Tanıma ve Tenfiz Davasında Yetkili Mahkeme
- Tanıma ve Tenfiz Belgelerin Apostille Yapılması Apostil Nedir?
- Tanıma ve Tenfiz Davası Avukatlık Ücreti
- Tanıma ve Tenfiz Davası Yargıtay Kararları
Tanıma ve Tenfiz Ne demektir ?
Tanıma ; yabancı bir ülkede bir mahkeme hükmünün kesin hüküm etkisinin kabul edilmesi demektir. Tanıma davasının açılabilmesi aşağıdaki şartlara bağlıdır. Yurtdışındaki mahkeme tarafından verilen boşanma kararı ilamının Türkiye’de geçerliliğinin olup uygulanması tanıma davasıdır. Tenfiz ; verildiği ülkeden başka bir ülkede bir mahkeme hükmünün zorla icra etkisini göstermesidir. Yurtdışındaki mahkeme tarafından verilen boşanma kararı ilamında yer alan nafaka ve tazminat koşulları ise tenfiz davasıyla yerine getirilmektedir.Tanıma ve Tenfiz Şartları Koşulları
MÖHUK m. 50’ye göre tanıma veya tenfiz kararının verilebilmesi için gerekli olan ön koşullar şunlardır;- Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş ilamın bulunması
- Yabancı mahkeme kararının hukuk davalarına ilişkin olması
- Kararın kesinleşmiş olması
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması. b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisinegirmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması. c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması. ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Tanıma ve Tenfiz Davaları İle Korunmak İstenen Hukuki Değer
Yargıtay, tanıma ve tenfiz davalarında genel olarak, kamu düzenin daha hızlı ve huzurlu bir yaşam sürmesi için uyulması gereken zorunlu hukuki ve vicdani temel kurallara açıkça aykırılık halini oluşturacak bir eda emrini taşıyan yabancı mahkeme kararlarının Türk kamu düzenini ihlal ettiği görüşündedir.Mirasçılar Tanıma ve Tenfiz Davası Açabilir mi?
Yabancı mahkemede verilen kararın tarafı olmayan kişilerin tanıma ve tenfiz davası açılması daha çok mirasçıların boşanan eşlerin boşanma kararını tanıma talebinde bulunması durumunda ortaya çıkmaktadır. Örneğin Almanyada tarafların boşanma kararı kesinleştikten sonra eşlerden biri vefat ettiği takdirde mirasçıları olan evlatlar veraset ilamı almaya kalkıştığı sırada daha önce boşanılan eşinde veraset ilamında yer aldığını öğrenen mirasçılar kendi yararları söz konusu olduğu için tanıma ve tenfiz davası açabileceklerdir. Çünkü Alman mahkemesi kararı Türkiye’de henüz tanınmadığından nüfus kayıtlarında Alman kadın ölen Türk vatandaşının eşi olarak gözükmekte ve bu durum mirastan pay alması sonucunu doğurmaktadır. Bu durumun önüne geçilmesi için mutlka yabancı mahkeme kararının ülkemizde tanınması gerekmektedir. ( MÖHUK’un 52. maddesi )Tanıma ve Tenfiz Davasında Görevli Mahkeme
Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme MÖHUK madde 51 uyarınca Asliye Mahkemeleri’dir.iş, aile, ticaret, tüketici hukuku gibi alanlarda verilmiş yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi için İş Mahkemesi, Aile Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi gibi ihtisasa sahip Asliye Mahkemeleri’nin görevli olduğu Yargıtay kararları ile hüküm altına alınmıştır.Tanıma ve Tenfiz Davasında Yetkili Mahkeme
Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.Tanıma ve Tenfiz Belgelerin Apostille Yapılması Apostil Nedir?
Yabancı resmi belgelerin, Türk hukukunda da resmi belge niteliğini taşıyabilmesi için HMK m. 224 bazı şartlar belirlemiştir. İlgili maddeye göre yabancı devlet makamlarınca hazırlanan resmî belgelerin, Türkiye’de bu vasfı taşıması, belgenin verildiği devletin yetkili makamı veya ilgili Türk konsolosluk makamı tarafından onaylanmasına bağlıdır. Aksi halde resmi belge niteliği Türk hukuku açısından kabul edilmeyecektir. Yabancı mahkeme kararları da resmi belge niteliğinde olduğundan HMK madde 224 e göre yabancı mahkeme kararları içinde geçerlidir. HMK 224/2 ‘de ise Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmelerin yabancı resmi belgelerin tasdiki ile ilgili hükümlerini saklı tutmuştur. Türkiye ise yabancı resmi belgelerin tasdiki hususunda Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılmasına İlişkin La Haye Sözleşmesine taraf ülkelerden biridir. İlgili sözleşme Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşmeye üye bir devlet tarafından verilen resmi belgenin bu vasfını Türkiye’de de sürdürebilmesi için gerekli olan konsolosluklar tarafından onaylanması zorunluluğunu kaldırarak, bunun yerine resmi belgeyi düzenleyen makam tarafından verilecek olan apostille şerhini yeterli görmüştür. Mahkeme kararları ve noter senetleri de sözleşmede sayılan resmi belgeler arasında yer almaktadır. Apostille şerhi, bizzat belgenin veya buna eklenecek bir kâğıdın üzerine konulacaktır. Sözleşmeye uygun bir şekilde tasdik edilen resmi belgeler, Türk hukuku bakımından da resmi belge niteliğinde olacaktır.Tanıma ve Tenfiz Davası Avukatlık Ücreti
İstanbul veya diğer şehirler fark etmeksizin tüm avukatlar Barolar Birliği tarafından her yıl yayınlanan asgari ücret tarifesinin altında ücret almaları yasaktır. Buna ek olarak İstanbul Barosu her yıl tavsiye niteliği taşıyan davalar için ücret belirlemektedir. Avukatlar bu tarife uymak zorunda olmayıp daha fazla ücret talep edebilirler. İstanbul ili için 2019 yılına ilişkin İstanbul Barosu tavsiye niteliğindeki avukatlık tarifesi şöyle; Aile mahkemesinde görülecek tenfiz davaları için 2019 yılına ait ücret; 6.400TL’dir. Unutulmamalıdır ki avukatlar serbestçe ücret sözleşmesi karşı tarafça belirleyebilirler. İstanbul Barosunun sadece tavsiye niteliğinde tablosuna göre belirtilen bir ücrettir. İlgili Makaleler :- Boşanma Davası Ön İnceleme Tutanağı
- Boşanma’da Nafaka Nasıl Hesaplanır
- Boşanma Davası Velayet Davaları
- İştirak Nafakası Nedir
- Anlaşmalı Boşanma
- Boşanma avukatı
- Eşlerden Birinin Boşanma Davası Açması
- Katılma Alacağı Zamanaşımı Süresi
- Katılma Alacağında Tasarruf Yetkisi
- Eşler Arasında Mal satışı
- Eşler Arasında Bağışlama Sözleşmesi
- Boşanma Davasında Tanık
- Boşanma Davasında Yeni Vakıa Süresi
- Mal Ayrılığı Rejimi Davası
Tanıma ve Tenfiz Davası Yargıtay Kararları
11. Hukuk Dairesi 2019/2177 E. , 2019/5365 K.“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/04/2016 gün ve 2016/21 – 2016/335 sayılı kararı onayan Daire’nin 20/02/2019 gün ve 2018/5116 – 2019/1353 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, Almanya Dortmund Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 24.06.2010 tarihli, 3 O 40/10 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamına göre, tenfiz şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiş, Dairece davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, Yabancı Mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkindir. 17.11.2011 tarihinde Mahkemenin 2011/687 esas sayılı dosyasında açılan davada, yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun kesinleşmemesi ve kararın Türk kamu düzenine aykırı olması gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, Dairenin 18.01.2013 gün ve 2012/14559 esas, 2013/998 sayılı kararı ile kararın kamu düzenine aykırı bulunmadığı ve süresinde yasal yollara başvurulmaksızın kesinleştiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş, davalı tarafca bozma kararı aleyhine karar düzeltme isteminde bulunulmamış, yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Yerel mahkemece 18.01.2013 tarihli bozma ilamına uyulması sonucu artık davacı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmuştur. Bu noktadan sonra mahkemece, usulü kazanılmış hakların ihlal edilerek tekrar yabancı mahkeme kararının usulüne uygun kesinleşmediğinin kabulü mümkün değildir. Usulü kazanılmış hak 18.01.2013 tarihli ilk bozma ilamımız ile doğduğundan, daha sonraki kararlar usulü kazanılmış hakka mesnet alınamaz. Bu halde, yabancı mahkeme ilamının usulüne uygun kesinleştiğinin kabulü ile uyuşmazlığın diğer yönlerden incelenmesi gerekirken, yerel mahkemece 28.04.2016 günlü kararla, davacının usulü kazanılmış haklarını ihlal eder nitelikte yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemi, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 20.02.2018 gün ve 2018/5116 esas, 2019/1353 sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, Yerel Mahkemenin 28.04.2016 gün ve 2016/21-335 sayılı kararının BOZULMASINA, karar düzeltme peşin harcı ile temyiz peşin ve onama harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 13/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Ziyaretçi Yorumları
Bir Yorum Yazın