
En son İTÜ öğrencisi Halit Ayar’ın istiklal caddesinde vahşice öldürülmesinin ardından gündeme gelen suçluların neden serbest kaldığı ve cezaevinden izinli çıkmanın prosedürünün nasıl olabileceği konusu sıkça konuşuldu.
Ceza infaz kurumundan izinli çıkmak müessesi Ceza infaz kanununda düzenlenmiş olan açık cezaevinde olması kaydıyla yada kapalı cezaevinden ayrıldığında topluma kazandırmak, uslandırmak adına mahkumlar açık cezaevinden belirli şartlar dahilinde cezaevinden çıkabilirler.
Bu mahkumlarının yanına eşlik edecek herhangi bir kolluk görevlendirilmez. Sadece bu mahkumlar nerede bulunacağını bildirir. Cezaevi yönetimi ise bu kişilerin kuruma vaktinde dönmeleri hususunu dikkate alır.
Ancak eleştirilen konu şu ki ; suç makinası niteliğindeki kişilerin, suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş olan kişilerin kontrolsüz şekilde salıverilme şeklidir. Kriminolojik sebeplerde, psikolojik alt yapısında ve çevresinden kaynaklı bazı kişiler suç işlemeye programlanmış olabilir. Bu kişilerin takibinin yapılması mutlak suretle gerçekleştirilmelidir. Eğer kendi kendilerine bırakılırsa en son vahim hadise gibi olaylarla karşı karşıya kalınmaktadır.
Ceza infaz kurumu mahkumları topluma kazandırmayı hedeflemiştir. Suç makinası şeklinde dolaşan bu kişilerin ya önleyici mahiyette yada adli mahiyette bu tarz işleri yaptıktan sonra profesyonel bir heyetin gözlemi ve hakim kararıyla artık topluma kazandırılması mümkün değilse bu kişilerin salıverilmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir. öldürmeye teşebbüs , gasp ( yağma ), kasten yaralama, hırsızlık gibi suçları alışkanlık işine getirmiş kişiler hakkında mutlaka sıkı güvenlik tedbirlerine başvurulması gerekmektedir. Bu konuda yurtdışında olduğu gibi hakime geniş kanaat getirilmesi gerekmektedir.
Sıkı güvenlik tedbirlerinden kasıt tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan hak ve hürriyetleri ve Anayasa’daki kurallar dahilinde ancak İTÜ’lü Halit Ayar’ın yaşam hakkından daha büyük özgürlük alanı verilmeyerek bu suç makinalarının bu kez başkalarının yaşam hakkını ihlal etmeyecek şekilde sınırların düzenlenmesi gerekmektedir. Bu kişileri salıverip önleyici mahiyette takibinin yapılması daha zor maddi gücün devlet tarafından aktarılması gerekir ki bu da şartları zorlayacaktır. Günümüzde kadın cinayetleri ve koruma taleplerinin dahi yetersiz kalabildiği bazı durumların yaşanması bu sebepledir. Adli mahiyette kısıtlamalar en ideal çözüm olacaktır. Tabiki gündemde af konuşulurken bu konuştuklarımız bir çözüm olur mu? Bilmiyorum. Çünkü çözüm noktasında adli veya önleyici mahiyette ne kadar düzenlenme yapılırsa yapılsın suç makinası yaratan sosyolojik altyapının önüne geçilmesi gerekiyor. Eğitim, toplum bilinci ve adaletin öngörülebilirliği hususları suç sosyolojisi bakımından oldukça önemi olan konulardır. Sağlıcakla kalın.