Hürriyet Mahallesi, Kız Kalesi Sokak No:3 İç Kapı: 2, 34403 Kâğıthane/İstanbul
trenfrdearruroja

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Suçu ve Cezası

05.10.2019
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Suçu ve Cezası

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, Türk Ceza Kanunu 109.maddesinde düzenlenmiştir.  Ceza Kanunumuzda “hürriyete karşı işlenen suçlar” kategorisinde ele alınmış olan bir suç türüdür. Ülkemizde en çok işlenen suç tipleri “hürriyete karşı işlenen suçlar” diyebiliriz.

Ayrıca “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçu, fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur. ( TCK madde 77/1 )

Hürriyete karşı suçlar, şahıslara karşı işlenen suçlar içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Hürriyete karşı suçlar başlığı altında ele alınmış olan, tehdit ve konut dokunulmazlığının yanı sıra kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yani hürriyeti tahdit ilk akla gelen suç tipleri olmaktadır. Kişinin bir yere gitme veya bir yerde kalma hürriyetini koruma altına alan bu suç tipi 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 109-110. maddelerinde düzenlenmiştir. Tüzel kişiler hakkında öngörülen güvenlik tedbirine ilişkin 111. madde ise, sırf kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna özgü bir düzenleme değildir. Tehdit, şantaj ve cebir kullanma suçlarının yanı sıra kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna özgü ortak bir hüküm niteliği taşımaktadır.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmayı cezalandıran bu hükümle, kişinin dış hürriyeti olarak adlandırılan, kişilerin kendi arzu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme, yer değiştirme hürriyeti korunmak istenmiştir. Bu kanun maddesiyle kişilerin bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakılmasından bahsedilmektedir. Bu haliyle suç ile hareket edebilme hürriyeti, yani bir yere gitme veya bir yerde kalma konusunda irade oluşturma hürriyeti korunmaktadır. Suç, kişinin bir yerde kalmasını engellemek suretiyle de işlenebilir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Suçu Cezası

Madde 109-

(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Nitelikli Hallerinin Cezaları

3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

(4) Busuçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca 1.000 güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.

(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

 

  • Silahla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu

Kanun koyucu silahlı olunmasının hürriyetin sınırlanması suçunun işlenmesinde sağladığı kolaylığı dikkate alarak bu nitelikli hali kabul etmiştir. Gerçekten, failin silahlı olması mağdurun hürriyetinin sınırlanmasına göstereceği mukavemeti bertaraf etmekte ve fiil in kolaylıkla işlenmesini sağlamaktadır.

Nitelikli halin uygulanmasını gerektiren bir silahın bulunup bulunmadığı, suçun icrasında kullanılan vasıtanın TCK’nın 6/1. maddenin (f) bendinde beş grup halinde sıralanan maddelerden olupolmadığına bakılarak belirlenecektir. Buna göre, “f) Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fi ilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı,yaralayıcı, boğucu,zehirleyici,sürekli hastalığa yol açıcınükleer,radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler, … anlaşılır”.

  • Birden Fazla Kişiyle Birlikte Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İşlenmesi

Kanun koyucu, mağdurun mukavemetini kırmasını, mağdur üzerindeki etkisini ve suçun icrasını kolaylaştırmasını dikkate alarak, hürriyeti sınırlamanın birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesini, yani suçun iştirak halinde işlenmesini nitelikli hal olarak kabul etmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma fi il inin birden fazla kişinin katılımıyla birlikte işlendiği hallerde, müşterek failliğin şartlarının oluşup ol madığı her somut olayın özellikleri göz önünde bulundurularak ve her bir failin suçun işlenişine olan katkısı fonksiyonel anlamda değerlendirilerek belirlenmelidir.

  • Yakınlara Karşı Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İşlenmesi

Üstsoy ve altsoy durumunda olanların hürriyetinden yoksun bırakılması suçun nitelikli halini oluşturmaktadır. Altsoy, çocuk olabileceği gibi onsekiz yaşının doldurmuş kişiler de olabilir.Karı veya kocadan birinin diğerini hürriyetinden yoksun hale getirmesi de cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hali oluşturmaktadır. Bu suç bakımından fail ile mağdur arasında karı veya koca ilişkisinin bulunup bulunmadığı Medeni Kanun hükümlerine göre belirlenecektir.

  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İşlenmesi

Fiilin, sırf kamu görevlisi sıfatını taşıyan kişiye karşı işlenmesi nitelikli halin uygulanabilmesi bakımından yeterli değildir. Kamu görevlisine karşı yerine getirdiği görev nedeniyle, yani ifa ettiği görev dolayısıyla işlenmiş olmalıdır. İşlenen fi il le kamu görevlisinin yerine getirdiği görev arasında illiyet bağının varlığı tespit edilmelidir.

  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İşlenmesi

Sırf kamu görevlisi sıfatına sahip ol mak yeterli değildir, ayrıca yerine getirilen kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmış olmalıdır.

  • Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İşlenmesi

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma fiilinin, onsekiz yaşından küçüklere karşı veya bedeni veya psikolojik durumu itibariyle kendini savunamayacak durumda olan kişiye karşı işlenmesi suçun diğer nitelikli halini oluşturmaktadır. Kanun koyucu, çocuklara ve bedenen veya ruhen kendini savunamayacak durumda bulunanlara karşı fiil in işlenmesindeki kolaylığı dikkate alarak bu nitelikli hali kabul etmiştir.

  • Cinsel Amaçla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İşlenmesi

Kanun koyucu suçun cinsel amaçla işlenmesini suçun cezasında yarı oranında artırım yapılmasını gerektiren bir nitelikli hal olarak kabul etmiştir. Kanun koyucu sadece cinsel amaçtan bahsetmiş, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan birine doğrudan atıf yapmamıştır. Dolayısıyla bu düzenlemeyi, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmanın cinsel saldırı,   cinsel istismar  ve cinsel taciz niteliğindeki fiil lerin gerçekleştirilmesine imkân sağlamak için icra edildiği halleri kapsar şekilde düşünmek gerekmektedir.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Rıza ile Gerçekleştirilmiş Olması

TCK’nı n 234. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenlemenin bu görüşümüzü desteklemektedir. Buna göre, algılama yeteneğine sahip bir çocuğu kendi rızasıyla bile olsa kaçırarak hürriyetini sınırlayan kişi, 109. maddeden değil, 234. maddedeki haber vermeme yükümlülüğün ü cezalandıran ihmali suçtan sorumlu tutulacaktır.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Etkin Pişmanlık

TCK’nın 110. maddesinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu açısından, cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi bir sebep olarak etkin pişmanlık müessesesi düzenlenmiştir. Buna göre, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakan kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakırsa cezanın 2/3 kadarı indirilecektir.

Maddede etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için bulunması gereken şartlar; tamamlanmış kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma fi il inin varlığı, bu fiil nedeniyle henüz soruşturmaya başlanmamış olması, bu fi il in işlenirken veya işlendiği sırada mağdurun şahsına zarar verilmemiş olması, mağdurun güvenli bir yerde bırakılarak fiil in sonlandırılması şeklinde belirlenmiştir.

Eğer ki fail, bir anlık suçu işlemeye karar verip vazgeçerse bu suçtan ötürü kişiye hiçbir ceza verilmeyecektir. Ancak vazgeçme eyleminin dışarıdan kaynaklanan bir zorlama ile değil. Failin, kendi isteğiyle yerine getirmesi gerekmektedir. Yani, fail suçu işlediği esnada polislerin hemen oradan geçtiğini görüp korkarsa gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanmayacak bunun yerine suça teşebbüs hükümleri uygulanacaktır.

 

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu İçtiması

CK’nın 109/6. maddesine göre, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun işlenmesi amacıyla veya işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri gerçekleştirilmişse, fail hakkında ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Bunun dışında, suçun cinsel bir amaçla işlendiği hallerde, kanun koyucunun nitelikli hal olarak göz önünde bulundurduğu husus, failin sırf bu amaçla fiil i gerçekleştirmesidir. Bunun dışında, fail, hürriyetinden yoksun bıraktığı kişiye karşı cinsel saldırı, cinsel istismar veya cinsel taciz şeklindeki hareketler gerçekleştirmişse, ayrıca bu fiillerden de sorumlu tutulacaktır. Ayrı ayrı olarak ceza verilmesi gerçek içtima hükümleri çerçevesindedir.

Bunun dışında, hürriyetinden yoksun bırakma bazı suçların icrası sırasında zorunlu olarak eşlik eden bir fiil olarak yer alabilir. Örneğin, cinsel saldırı suçunda failin fiilini icra edebilmesi için zorunlu olarak mağduru hürriyetinden yoksun hale getirmesi söz konusudur. Bu gibi hallerde, farklı neviden fikri içtima hükmüne göre hareket etmek gerekmektedir (Türk Ceza Kanunu m. 44/1)

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Şikayete Bağlı mıdır?

Hürriyeti yoksun kılma suçu şikayete bağlı suç tipleri arasında yer almamaktadır.  Şikayetten vazgeçme ceza davasını düşürmeyecektir.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Davazamanaşımı Süresi

Hürriyeti yoksun kılma suçu için temel ceza için öngörülen süre 8 yıldır. Ancak suçun nitelikli halleri hallerinin oluşması durumunda 15 yıl olacaktır.

Bunun dışında, zamanaşımı kesintinin gerçekleştiği günden itibaren işlemeye başlayacaktır (TCK m. 66/6)

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Uzlaşma

Hürriyeti tahdit suçu için uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme

Hürriyeti tahdit suçu, hürriyeti yoksun kılma suçunun yargılamaları asliye ceza mahkemelerinde yerine getirilir. 

Bunun dışında kişiye hürriyetinden yoksun bırakma kesintisiz bir suç olduğu için, davaya bakmaya yer itibariyle yetkili mahkeme, kesintinin gerçekleştiği yer mahkemesidir (CMK m. 12/2)

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Adli Para Cezası

Hürriyeti yoksun kılma suçunun ceza aralığının altından verilmiş olması durumunda adli para cezasına hükmedilebilir.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ( HAGB )

Hürriyeti yoksun kılma suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması verilecek cezanın 2 yıl ve altında olması durumunda ve failin kabul etmesi halinde uygulanabilmektedir.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçunda Ceza Ertelemesi

Cezanın ertelenmesi maddi ve usul hukukuna ilişkin olup, infaz hukukuna ilişkin bir hak olan İnfazın Ertelenmesi ile karıştırılmamalıdır. 2 yıl ve altında ceza verilmiş olan kişiye şartları oluştuğu takdirde cezanın verilmeyip şartlı olarak vazgeçilmesidir.

Davaların süreci hürriyeti bağlayıcı nitelik taşıma riski taşıdığında ceza avukatı veya ağır ceza avukatı ile sürecin takibinin yapılmasında fayda bulunmaktadır.

Hürriyeti Yoksun Kılma Suçu Yargıtay Kararları

18. Ceza Dairesi         2017/4062 E.  ,  2019/11220 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Göçmen kaçakçılığı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Sanığa yükletilen göçmen kaçakçılığı eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK’nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesinin, infaz evresinde resen gözetilebileceği,
Anlaşıldığından, sanık …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın, yasa dışı yollardan yurt dışına çıkarmak için anlaştığı mağdur … ve dosya kapsamında kimliği tespit edilemeyen diğer yabancı uyruklu göçmenleri, yanında bulunan başka şahıslarla birlikte zorla bir evde alıkoymak istemesi üzerine, mağdurun kaçarak polise ulaşıp şikayetçi olduğunun anlaşılması karşısında, diğer faillerin bulunamaması ve sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi nedeniyle, TCK’nın 109. maddesinin 2 ve 3-b fıkralarında düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ne surette oluştuğu ve CMK’nın 230/1-b gereğince hükme esas alınan delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


1. Ceza Dairesi         2017/3016 E.  ,  2019/3399 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
ÖLDÜRÜLEN : …
KATILANLAR : …, …
MÜŞTEKİ : …
SUÇ : Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silâhla ateş etme
HÜKÜM : 1- … hakkında; bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından mahkumiyet,
Kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silâhla ateş etme, mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat,
2- … hakkında; yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silâhla ateş etme, mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat,
../..
S/2

3- … hakkında; yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat,
4- … hakkında; yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat,
5- …. hakkında; yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat,
6- … hakkında; yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat,
7- … hakkında; yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet,
Mağdurlar … ve …’na yönelik tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ve tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından ayrı ayrı beraat.
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri, katılan … vekili

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanık … Sait müdafii tarafından hükmün duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma günü belirlenerek sanık müdafine meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen, sanık müdafiinin belirlenen gün ve saatte hazır bulunmadığı anlaşıldığından duruşmasız olarak yapılan temyiz incelemesinde;
../..

S/3

Katılan …’ ın sanıklar ….,….,….. hakkında mağdurlar … ve …. e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs, korku ve panik yaratacak şekilde ateş etmek suçları ile sanık … Sait’in 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükümleri temyize hak ve yetkisi olmadığından katılan vekilinin temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ……. n maktul …’ ı nitelikli kasten öldürme, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, sanıkla….,….,….. in maktul …’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaya teşebbüs suçları ile sanık …’ün maktul …’a yönelik eylemlerinin sübutları kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, sanıklar….,….,….. ün, maktul …’a yönelik nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçlarından elde edilen delillerin hükümlülüğüne yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış; savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ……. müdafiinin TCK’nin 62. maddesinin uygulanması gerektiğine, suçun niteliğine, eksik incelemeye, sübuta, sanık … müdafiinin sübuta, sanık … müdafiinin sübuta, TCK’nin 39 ve 62. maddelerinin uygulanması gerektiğine, sanık … müdafiinin eksik incelemeye, ceza miktarına, sübuta, sanık … müdafiinin sübuta, TCK’nin 62. maddesinin uygulanması gerektiğine, sanık … …. müdafiinin sübuta yönelen ve sanık … müdafiinin ile katılan … vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
A-Sanık … Sait hakkında maktul …’ı nitelikli kasten öldürme, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, sanıklar Mehmet Sait, Kasım, İsmail, Mehmet Ragıp, Yasin hakkında maktul …’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaya teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar…. Kasım, İsmail, Ahmet, Müslüm, Mehmet Ragıp ve Yasin hakkında maktul …’a yönelik nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan beraat hükümlerin incelenmesinde, kısmen re’sen de temyize tâbi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B- Sanık … hakkında maktul …’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüse yardım, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaya teşebbüse yardım suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde ise,
Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanıklar Kasım, Yasin, Mehmet Ragıp, Ahmet, İsmail, Mehmet Sait’ in fikir ve eylem birliği içinde suça konu işyerine gelerek atılı eylemleri gerçekleştirdikleri, aralarında iş bölümü yaptıkları, sanık …’ün olayda kullanılan araçla diğer sanıkları olay yerine getirdiği, nitelikli yağmaya teşebbüs ve ../..
S/4

kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs suçlarının işlenmesi sırasında aracın başında beklediği, daha sonra hep birlikte sanık …’ün kullandığı araçla olay yerinden kaçtıkları ve fiiller üzerinde hakimiyet kurduğu anlaşılan olayda , sanık …’ün nitelikli yağmaya teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs suçlarından, 5237 sayılı TCK’nin 37. maddesi uyarınca fail olarak sorumlu tutulması gerekirken yardım eden olarak cezalandırılması suretiyle sanığa eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 25/06/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.


6. Ceza Dairesi         2019/801 E.  ,  2019/3548 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, eziyet
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet, İstinaf başvurusunun reddine, İstinaf başvurusunun esastan reddine

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 günlü, 2017/195 Esas ve 2018/58 Karar sayılı ilamı ile sanıklar …, …’ın yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından, sanık …’un kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatlerine, sanık …’ın yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine, kasten yaralama suçuna yönelik TCK’nin 86/1, 86/3e, 87/3, 62/1. maddesi gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan sanık …’nun kasten yaralama suçundan beraatine, sanık …’in kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine, sanık …’in kasten yaralama suçu ile ilgili olarak TCK’nin 86/2, 86/3e maddesi gereğince 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık …’in yağma suçu ile ilgili olarak TCK’nin 149/1a-c-d-h maddesi gereğince 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık …’nun uyuşturucu madde ticareti ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine, kasten yaralama suçuna yönelik TCK’nin 86/2, 86/3e, 62/1. maddesi gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ve yağma suçuna yönelik TCK’nin 149/1a-c-d-h, 62/1. maddesi gereğince 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılması yönündeki hükümlere karşı, katılan sanık … savunmanı, sanık … ve savunmanı, sanık … savunmanı, katılan sanık … savunmanı, sanık … savunmanının CMK 272 ve müteakip maddeleri uyarınca açtıkları İstinaf davasını duruşmalı olarak inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince 10/10/2018 gün ve 2018/1875 Esas 2018/1350 sayılı kararı ile katılan sanık … hakkında verilen beraat kararı, katılan sanık … ve sanık … hakkında
yağma suçundan verilen mahkumiyet kararları ile ilgili olarak “İstinaf başvurusunun esastan reddine” karar verdiği, sanık …, …, … hakkında verilen yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama, sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama, sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen kararların kaldırılarak sanık … hakkında; yağma suçundan TCK’nin 149/1-a-c-d-h, 62. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nin 109/2, 109/3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası, eziyet suçundan TCK’nin 96/1, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası, sanık … hakkında; yağma suçundan TCK’nin 149/1-a-c-d-h, 62. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nin 109/2, 109/3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası, eziyet suçundan TCK’nin 96/1, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası, sanık … hakkında; yağma suçundan TCK’nin 149/1-a-c-d-h, 62. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nin 109/2, 109/3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası, eziyet suçundan TCK’nin 96/1, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası, sanık … hakkında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nin 109/2, 109/3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası, eziyet suçundan TCK’nin 96/1, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası, sanık … hakkında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nin 109/2, 109/3-a-b, 62. maddeleri uyarınca 8 yıl hapis cezası, eziyet suçundan TCK’nin 96/1, 62. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları şeklinde mahkumiyet hükümlerinin kurulduğu, sanık … hakkında eziyet suçu ile ilgili verilen kararın kesin nitelikte, diğer kararların temyiz yolu açık olduğu, anılan kararlara karşı, sanık … savunmanınca duruşma talepli, o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar …, …, …, … ve … savunmanlarınca duruşmasız olarak temyiz davası açıldığı, sanık … hakkında eziyet etme kılma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün, CMK’nin 286/2. maddesi uyarınca kesin nitelikte verildiği sanık savunmanınca hükmün temyiz edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesince sanık savunmanının eziyet suçu ile ilgili olarak temyiz talebinin reddi kararı verildiği ancak sanık savunmanının gerekçeli kararda eziyet suçu ile ilgili temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda;

Sanık … hakkında yağma suçu yönünden duruşmalı, sanıklar …, …, …, … ve … yönünden ise duruşmasız olarak temyiz dilekçelerinde ve duruşmada hukuka aykırı olduğu ileri sürülen hususlar ile re’sen incelenmesi gereken konular CMK’nin 288 ve 289. maddeleri kapsamında incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü;

Toplanan delillere, karar yerinde incelenip sanıklar …, …, …, …, … ve …’un katılan …’ya karşı nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet suçlarının sübut, kabul, oluşa ve soruşturma sonucuna uygun şekilde suçun niteliği tayin ve takdir kılınıp, sanık savunmalarının inandırıcı gerekçeler ile reddi ile mahkeme tarafından adı geçenler hakkında anılan suçlardan kurulan hükümde,

Duruşma sonunda oluşan vicdani kanı ve uygulama maddeleri uyarınca, cezaların doğru olarak belirlendiği ve sanık … savunmanının eziyet suçu ile ilgili olarak açtığı temyiz davası ile ilgili olarak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 24.10.2018 tarihli ek kararının usule uygun olarak verildiği anlaşıldığından, katılan sanık … savunmanı, sanık … ve savunmanı ile sanıklar …, …, … ve … savunmanlarının ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçelerindeki itirazları ve sanık … savunmanının dilekçesinde ve duruşmada ileri sürdüğü savunmaları yerinde görülmemiş olduğundan CMK’nin 302/1. maddesi gereğince reddiyle, sanık … hakkında duruşmalı, sanıklar …, …, …, … ve … hakkında anılan suçlardan duruşmasız incelemesi yapılan ve usul ve kanuna uygun bulunan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 10/10/2018 gün ve 2018/1875 Esas, 2018/1350 sayılı kararının istem gibi ONANMASINA, ilişkin oy birliğiyle alınan karar 19/06/2019 gününde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Arif Altınkök’ün katıldığı oturumda, sanık savunmanlarının yokluğunda açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.


6. Ceza Dairesi         2016/6708 E.  ,  2019/3488 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma, çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

I) Sanık …’ın, mağdur …’a yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,

II) Sanık …’ın, mağdur …’a yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;

24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53/1-b maddesinde yazılı, “Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması; buna göre de, sanığın kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nin 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;

Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının ve mağdur … vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK’nin 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nin 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına” cümlesinin yazılması; hüküm fıkrasından “Yargılama giderlerine” ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “Toplam 18.00 TL yargılama giderinin 6183 sayılı Yasanın 106/1. maddesinde belirlenen 20.00 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK’nin 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yükletilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


14. Ceza Dairesi         2018/10022 E.  ,  2019/9996 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (sanıklar Pınar, …, İrfan, suça sürüklenen çocuk …), çocuğun basit cinsel istismarı (sanık …), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanık …, suça sürüklenen çocuk …)
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen kısmen re’sen de temyize tabi hükümlerin sanıklar ve suça sürüklenen çocuk müdafileri ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi, sanık … ve İrfan müdafilerince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık müdafilerinin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavisf ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafileri ve katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile sanık … müdafisinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmalarının reddiyle kısmen re’sen de temyize tabi hükümlerin ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında … sayılı TCK’nın 53/4. maddesi nazara alınmaksızın aynı maddenin birinci fıkrasının uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin … sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin karardan çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


8. Ceza Dairesi         2019/9817 E.  ,  2019/7380 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, eziyet
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Mahkemenin bozmadan önceki 20.11.2013 tarihli kararı Dairemiz tarafından haberdar edilen ve katılma talebinde bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından her iki sanık yönünden temyiz edildiği, Dairemizce temyiz talebi bu şekilde kabul edilerek bozma kararı verildiği halde yazım hatası nedeniyle sadece sanık … hakkındaki hükümlerle ilgili ilamın oluşturulduğu bu nedenle sanık … ile ilgili hükümler Dairemizce incelenemediğinden kesinleştirme işlemi yapılmasının mümkün bulunmadığı, mahkemece verilen kesinleşme şerhleri hukuki değerden yoksun olup sanık … hakkında kurulan 20.11.2013 tarihli karar kapsamındaki beraat ve mahkumiyet kararları yönünden yapılan temyiz incelenmesinde:
Duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmeyen şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın gerekçeli kararın tebliği üzerine hükümleri temyiz ettiği anlaşıldığından şikayetçi kurumun 5271 sayılı CMUK’nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Şikayetçi kurumun davadan haberdar edilip delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak sanık …’ın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla hüküm kurulması suretiyle CMK’nın 233/1 ve 234. maddelerine aykırı davranılması oybirliğiyle,
Yasaya aykırı, şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, adı geçen sanık hakkındaki infazın durdurulmasına, bu hususa ilişkin olmak üzere başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse salıverilmesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
II- Sanık …’ün eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde:
1- Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, eziyet suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık … lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun bırakılması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizine gelince:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Tüm dosya kapsamı, mağdurların aşamalarda değişmeyen beyanları, sanığın savunması karşısında, sanık ve temyiz incelemesi yapılamayan diğer sanık tarafından tehdit edilerek mağdurlar …, … ve …’nin birlikte olay yerine götürülüp alıkonuldukları, mağdurlar …, …, …’in ise, sanıkları ve diğer mağdurları kendi istekleri doğrultusunda ve merak saikiyle hareket ederek takip edip bir müddet izledikten sonra farkedilmeleri üzerine, sanık ve temyiz incelemesi yapılamayan diğer sanık tarafından tehdit edilerek alıkonuldukları, bu itibarla her mağdur grubuna yönelik eylemleri nedeniyle iki kez zincirleme şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının oluşup oluşmayacağının tartışılmaması,
b) TCK’nın 109/3-f madde ve fıkrasının uygulanması sırasında 1 kat arttırım oranı yanlış değerlendirilerek 4 yıl yerine 3 yıl hapis cezası tayin edilmek suretiyle eksik ceza tayini,
c) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 24.11.2015 gün ve 2014/14-799 Esas, 2015/419 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suçun işlendiği süreyle sınırlı bir zaman dilimi içerisinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurunu oluşturacak ve kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine ulaşmayacak şekilde mağdurun sanık tarafından yaralanmasının etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına mani olmayacağı ve yine; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08.12.2015 gün ve 2014/710 Esas, 2015/502 sayılı Kararında, soruşturma evresinin suç şüphesinin Cumhuriyet Savcısı tarafından öğrenilmesiyle başlayacağının belirtilmesi ve somut olayda da sanığın, henüz Cumhuriyet Savcısına işlenen suçla ilgili bilgi verilmeden önce mağdurları serbest bıraktığı, daha sonra mağdurların aileleriyle kolluk kuvvetine gelip şikayetçi oldukları tüm dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinin uygulanma alanı bulunup bulunmadığının hükümlerde değerlendirilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık …’ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince BOZULMASINA, 22.05.2019 gününde etkinlik pişmanlıkla ilgili bozma yönünden oyçokluğuyla, diğer hususlarda oybirliğiyle karar verildi.


KARŞI OY GEREKÇESİ


“Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın maddelerinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için:
1- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlanmış olması,
2- Failin mağduru soruşturmaya başlanılmadan serbest bırakılması,
3- Failin, mağdurun şahsına bir zarar vermemiş olması,
4- Failin, mağduru ‘kendiliğinden’ serbest bırakılması
5- Failin mağduru ‘güvenliği bir yerde’ serbest bırakmış olması koşullarının tamamının birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda, diğer koşulların gerçekleştiği konusunda bir duraksama bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, ‘mağdurun şahsına bir zarar verilmemiş olma’ ve ‘kendiliğinden’ serbest bırakma koşulu üzerinde durulmalıdır.
Öğretide, 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinde geçen ‘mağdurun şahsına zarar’ ifadesinden, mağdurun vücut bütünlüğüne ve cinsel dokunulmazlığına yönelik davranışların anlaşılması gerektiği baskın görüş olarak ortaya konulmuştur. (M. Emin Artuk–… Gökçen–Caner Yenidünya, TCK Şerhi, s. 2887; … Üzülmez, G.Ü.H.F. Dergisi, yıl: 2007, sayı:1-2, s. 1203-1204; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan–Mustafa Artuç, TCK, C.III, s. 3681)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2010/6-208 esas-2011/64 karar, 2011/6-419 esas- 2012/216 karar, 2014/1-133 esas-2014/302 karar sayılı kararlarında da aynı hususa işaret edilmiş ve Yargıtay Özel Dairelerince de; mağdurlara karşı cinsel istismarda bulunulması (5. Ceza Dairesinin 25.05.2010 gün ve 11020-3964, 14.12.2006 gün ve 11067-10223 sayılı kararları), mağdurlara cebir ve şiddet uygulanması, mağdurun yaralanmış olması (8. Ceza Dairesinin 24.03.2010 gün ve 3681-4612, 10.03.2010 gün ve 10347-3644, 25.09.2007 gün ve 6783-6187, 11.12.2006 gün ve 4789-9095 sayılı kararları) hallerinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağı kabul edilmekte ve bu yönde istikrarlı şekilde kararlar verilmekte iken Yargıtay Ceza Genel Kurulu (henüz kararı yazılmayan) 24.11.2015 tarih 2014/799 Esas, 2015/419 Karar sayılı dosyada ve iş bu dosyada önemli genel kurul ve yüksek özel daire kararlarından ayrılarak BTM ile giderebilir nitelikteki yaralanmanın TCK’nın 109/2. maddesinde belirtilen cebir unsurunun içinde kaldığından, bu nitelikteki yaralanmaların diğer şartlar oluştuğu takdirde TCK’nın 110. maddesinin uygulanmasına engel olmadığına karar verilmiştir. Ancak yukarıda da izah edildiği üzere gerek öğretideki, gerekse yukarıdaki iki genel kurul kararı öncesi yerleşik hale gelen içtihatlarda TCK’nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması açısından mağdurun uğradığı ve vücut bütünlüğü ile ruh sağlığına yönelik her türlü zararın ‘mağdurun şahsına verilmiş zarar’ kavramı içinde değerlendirilmesi gerekir.
Kaldı ki kanun koyucu TCK’nın 109/6. maddesinde; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacağı belirtilmiş ancak kanun koyucu iradesi aynı yasanın 110. maddesinde ‘neticesi sebebiyle ile ağırlaşmış yaralama hallerinde’ deyimi yerine bu kez ‘şahsına zararı dokunmaksızın’ deyimini tercih etmiştir. Kanun koyucunun suçun işlenmesi süresinde ve işlenen suçun doğal sonucu olarak oluştuğu kabul edilen BTM ile giderilebilir nitelikteki yaralanmaların TCK’nın 110. maddesi kapsamında değerlendirilmesine ilişkin bir gerekçesi ya da iradesi söz konusu değildir. Aksinin kabulü kanun koyucunun iradesinin önüne geçmek olur. Kanunun cebiri, 109/2. maddede suçun unsuru sayması tek başına BTM niteliğindeki yaralanmaların aynı kanunun 110. maddesinde belirtilen ‘şahsa zarar’ kavramı içinde kalmadığı şeklinde yorumlanamaz. Bu genişletici bir yoruma yol açar.
Niteliksiz yaralanmaların TCK’nın 110. maddesinde belirtilen zarar kavramı kapsamı dışında tutulması mümkün değildir. Aksinin kabulü halinde bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak amacıyla kaçırma, alıkoyma gibi eylemler sırasında işin fıtratından kaynaklanan yaralanmaların mağdur yönünden doğal ve katlanılması gereken sanık yönünden sorumluluk yaratmayan yaralanmalar olarak kabulü sonucunu doğuracaktır. Oysa zararlar mağdurun isteği ile değil sanığın haksızlık oluşturan hukuka aykırı eylemiyle gerçekleşmiştir.
Yine nitelikli yaralanmalara neden olanlar ile basit yaralama gerçekleştiren ve mağdurları serbest bırakan failler arasındaki adaletsizliğin giderilmesi gerektiği ileri sürülebilirse de bu kez basit de olsa hiçbir zarara neden olmadan mağdurları bırakanlar ile basit de olsa yaralamaya neden olan failler arasında adaletsizlikten bahsedilecektir. Genel Kurulun bu kararının sayın çoğunluk tarafından göz ardı edilen bir hususta, hırsızlığa konu eşya ve para yönünden TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıkta,
mağdurun tüm maddi zararlarının giderilmesi beklenmekte, kısmi giderme halinde ise mağdurun rızasının aranmasıdır. Kanun koyucunun, mal varlığına yönelik suçlar yönünden tüm zararın tamamiyle giderilmesini (rıza ile kısmen giderme hariç) ararken kişinin vücut ve ruh sağlığı bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen bir eylem için basit yaralanmaların etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel görmemesi söz konusu olamaz ve iradesinin bu şekilde yorumlanması yasanın ruhuna aykırıdır.
Bu açıklamalar karşısında mağdurların yaralanmaları nedeniyle TCK’nın 110. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı kanaatiyle sayın çoğunluğun kararına iştirak etmiyorum.22.05.2019

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Hukuki Danışmanlık Ücretlidir. İletişim ve Randevu için arayabilirsiniz.
× Whatsapp